Balda Yapılan Hileler Nelerdir?

Tüketiciler balda yapılan hileler sebebiyle bal alırken çok dikkatli davranmalıdır. Nitekim fazla miktarda bal olsun diye bazı arı işletmeleri çeşitli hileler yapar. Bu kişiler şekerle bal üretmeyi mekanize ve sistematik hale getirmiştir. Arıyı şeker hamalı haline getiren bu insanlar hem insan sağlığına hem de ülke ekonomisine zarar verir. Geçmiş yıllarda yurt dışına ihraç edilen birçok bal sahte olduğu için geri çevrilmiştir.

Son dönemlerde bazı büyük firmalar iyi numuneleri tahlil ettirip kötü ürünlerini de bu tahlil sonuçlarıyla satmaktadır. Nitekim etiketinde kaliteli olduğu gözüken balı alan tüketiciler, âdeta bir reçelle karşılaşmaktadır. Hatta bu tür firmalar, “İyi balı zaten anlayamazsınız, biz büyük firma olduğumuz için bize güvenin!” mantığı ile tekellerini kurmaya çalışmaktadır.

Balda Nasıl Hileler Yapılıyor?

Kabartılmış çerçeveler, şurup tankları içerisine batırılarak gözleri doldurulur ve arıya verilir. Arı da şurubun suyunu çekip üzerini sırladığı zaman ortaya ekonomik değeri olmayan sahte bir bal çıkar. Ben bunu “bal
olmayan bal” olarak tanımlıyorum çünkü ne saflığından ne tabiiliğinden bahsedebileceğimiz bir ürün değil.
Ucuza kavanoz balı satanlar genellikle bu üretime örnek teşkil ederler.
Balda limon tuzu kullanmak bir diğer hiledir. Yaptıkları işe saygı göstermeyen üreticiler arı şurubunun içine donmaması için limon tuzu; renk, koku ve tat vermek için yumurta sarısı, kekik esansı, ıhlamur esansı, koyu çay suyu, uçucu çiçek yağları katarlar. Bu hususta “Bal Donar mı?” adlı yazımızı da okuyabilirsiniz.
Balda cahillik yüzünden yapılan hileler arasında balı kaynatarak tüm yararlı içeriğini öldüren üreticilerin davranışı ilk sırada gelir. Birtakım üreticiler balın donmaz özellik göstermesi için piyasaya vermeden önce balı kaynatır. Nitekim bu kişiler büyük kazanlarda 60-65 derecede balları ısıtarak 3 saat pastörize eder. Böylelikle donma ihtimali ortadan kalkar. Bu yüzden bir bal donmuyorsa dikkatli olmak gerekir.
Bal rengi açık olan bazı arıcılar da bir miktar kestane balı alarak ballarının rengini koyulaştırma yoluna gidebilmektedirler.
“İyi bal”, ”doğal bal” adı altında satış yapabilmek için bazı üreticiler sertifikasyon kurumlarını yanıltmaktadır. Nitekim seçilmiş ve nitelikli bir numune ile bu kurumlara başvurup kaliteli laboratuvar sonuçları sağlayan sahte balcılar, kurumlardan olumlu rapor veya geçer onay alıp sonrasında niteliksiz ballarını bu referans altında satmaktadır.
Türkiye’de üretilen hiçbir bal monofloral değildir. Yani tek bir ana nektardan oluşmaz. Nitekim %100 kestane veya %100 akasya balı gibi etiketlerden uzak durmak en doğrusudur.

Bal alırken dikkatli olalım. Ucuza alalım derken paramızdan, sağlık kazanalım derken sağlığımızdan olmayalım. Unutmayın ki kötü bir bal, iyi bir reçel bile değildir. Bu yüzden reçel alacağıma kötü bal alır yerim mantığı oldukça yanlıştır. Çünkü kimyası bozuk bir bal ciddi toksin zehirlenmelerine kapı aralar.